İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | split with f. | ile bölüşmek |
Öbek Fiiller | split with f. | ile ayrılmak |
Öbek Fiiller | split with f. | ile yollarını ayırmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | split up with f. | (birinden/bir şeyden) ayrılmak | ||
I heard Tom split up with Mary. Tom'un Mary'den ayrıldığını duydum. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | split aubergines with tomatoes and onions i. | imambayıldı | ||
Genel | split aubergines with meat filling i. | karnıyarık | ||
Genel | hair with split ends i. | uçları kırılmış saç | ||
Genel | split one's sides with laughter f. | gülmekten yarılmak | ||
Genel | split with (someone) f. | yollarını ayırmak | ||
Genel | separate from/divorce/split up with one's husband/wife/spouse f. | eşinden ayrılmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | split up (with someone) f. | birinden ayrılmak | ||
Öbek Fiiller | split with (one) f. | (biriyle) bölüşmek | ||
Öbek Fiiller | split with (one) f. | (biriyle) yollarını ayırmak | ||
Öbek Fiiller | split with (one) f. | (biriyle) ayrılmak |